Herkesin her terime yüklediği anlam farklıdır. Parmak izimiz gibi, aynı kelimeyi kullansak bile, bireysel yaşam deneyimlerimiz ona özgül bir anlam yükler. Doğduğumuz coğrafya, ailemiz, geleneklerimiz, bireysel hikayelerimiz ve algımızla birlikte, her kelime her birimiz için farklı bir anlam taşır. Ancak, bizler geliştikçe, genişledikçe ve yaş aldıkça, kelimelerin anlamı da değişebilir.
Bireysel algıma göre müzakere terimi daima beni tetikleyen bir terim olmuştur. Başkalarını kendi çıkarları için ikna etmeyi hedefleyen bir taktiksel yaklaşım olarak gördüğüm için, bu kelime her zaman benim için manipülasyonu ifade etmiştir.
Yaş aldıkça, yaradılışı ve işleyişi anlama tutkumla beraber hayatıma eklediğim araçlar arttıkça, kendimi değişim içinde buluyorum. Kendi değişimimle birlikte, kelimelere koşullanmış bakış açım ve yargılarımla belirlediğim anlamlar da değişiyor.
Anlayış, Empati ve Stratejik Düşünce
Bugün, üst bilinçten bakmaya özen gösterdiğimizde ve erdemle icra ettiğimizde, müzakere aslında en büyük insani vasıflarımızı yaşama geçirmemiz için işlevsel bir alan sunuyor bizlere. Müzakere manipülasyon değil, anlayış, empati ve stratejik düşüncenin birleşiminden doğan bir süreç olarak değerlendirildiğinde bambaşka bir anlam kazanıyor. Bu, bireysel ve kolektif gelişimimizde önemli bir rol oynayan bir süreç haline geliyor.
Bugün, gelişim yolculuğunda olanların yakından tanıdığı Human Design'ın öğrencisi Richard Rudd'ın, Çin Astrolojisi I-Ching'e dayanarak geliştirdiği Gene Keys çalışması, koşullandırılmış yönlerimize bakmayı teşvik ediyor. Yani gölge taraflarımıza bakmamızı, bunlar üzerinde içsel bir değerlendirme yapmamızı ve tefekkür etmemizi teşvik ediyor.
Bu bakış açısı, özellikle müzakere gibi karmaşık süreçlerde bireysel farklılıklarımızı ve gelişim potansiyelimizi anlamak için güçlü bir araç sunuyor. Gene Keys'in bu zenginlik ve çeşitliliği, müzakerenin daha kapsayıcı ve dönüştürücü bir bakış açısıyla ele alınmasına olanak tanıyor.
Sonuç olarak, müzakerenin gerçek değerini ve potansiyelini anlamak ve bu süreci yaşamın ve gelişimin bir parçası olarak görmek, bize yeni bir perspektif ve derin bir anlayış sunuyor. Bu anlayış, müzakereleri sadece bir araç değil, aynı zamanda bireysel ve kolektif gelişimimizin bir parçası olarak görmemizi sağlıyor.
Keys Gölgeleri ve Hediyeleri
Gelin, müzakere becerileri için gerekli özellikleri göz önünde bulundurarak bazı potansiyel kapıların gölgelerini ve bu gölgelerin nasıl bizlere sunulmuş bir hediyeye dönüştürülebileceğini değerlendirelim.
Değerlendirme yaparken, Gene Keys sistemine göre her kapının üç farklı frekansta ifade edilebileceğini unutmayalım: Gölge, Hediye ve Siddhi. Gölge kurban psikolojisinde titreştiğimiz en düşük vibrasyon durumunu ifade ederken, hediye bu gölgenin dönüşmüş ve yaratıcı bir nitelik kazanmış halini ifade eder. Siddhi ise varoluşun en yüksek ilahi potansiyelini temsil eder.
Şimdi gelin iyi iletişim becerileri, empati ve anlayış gibi müzakere için zaruri olan özellikleri hayatımızda nasıl daha etkin hale getirebileceğimizi, Gene Keys sistemi açısından değerlendirelim.
Bu bağlamda, ilk olarak değerlendirebileceğimiz kapı Gene Key 24 olacak. Gene Key 24, iletişim becerileri, yanlış anlamalar ve iletişimsizlikle bağlantılıdır. Bu anahtarın Gölge yönü, kişisel deneyimlerde çoğunlukla kaçınma veya rahatsızlığı askıya alma ve erteleme şeklinde tezahür eden “bağımlılık” olarak tanımlanır. Ataerkil kültürümüz, yüzleşmeden kaçınan ve olanı sorgulamadan sebat eden yönümüzü teşvik eder. Bu, anahtarın gölgesini güçlendirir ve iletişimde engeller oluşturarak yanlış anlamalara yol açabilir.
Bu kapının hediyesi ise “icat” olarak tanımlanıyor ve kişinin zorlukları ve engelleri yaratıcı çözümlerle aşma yeteneğini simgeliyor. Kişinin içindeki yaratıcı potansiyeli keşfetmesi, daha net ve anlamlı bir iletişim kurabilmesini sağlıyor. Siddhi yönü “sessizlik” olarak ifade ediliyor ve kişinin en yüksek varoluşsal tezahürünü temsil ediyor. İletişimde derin bir bilgelik ve iç huzuru simgeliyor. Sessizlik, sadece yanlış anlama ve iletişim engelini aşmayı hedeflemiyor, aynı zamanda bireyin kendi içsel gerçekleriyle ve başkalarıyla daha derin bir bağ kurmasını sağlıyor.
Eğer bu anahtarın gölgesi iletişimsizlik veya yanlış anlamalarla ilişkiliyse, bu gölgenin dönüştürülmesi daha açık ve etkili iletişim becerilerinin gelişimini teşvik ediyor.
Bir müzakere sürecinde, 24. kapı'nın bağımlılık gölgesinden sessizlik siddhi’sine olan yolculuğunu anlatan bir hikaye düşünelim: Bir proje yöneticisi, ekibindeki çeşitli görüş ayrılıkları nedeniyle projenin sürekli gecikmesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bağımlılık gölgesi altında, projenin zorluklarından kaçınmak için pasif tutumlar sergiler ve bu da iletişimde engellere yol açar. Ancak zamanla, icat hediyesine odaklanarak, ekip içi çatışmaları çözmek için yaratıcı yaklaşımlar geliştirir. Bu süreçte, sessizliğin gücünü keşfeder ve daha derin bir dinleme ve içsel huzur ile ekip içinde rol üstlenir. Bu dönüşüm, projenin başarılı bir şekilde tamamlanmasına ve ekibin daha uyumlu çalışmasına olanak tanır.
2. Empati Kapısı
İnceleyeceğimiz bir diğer kapı Gene keys 13'tür. Bu kapının ana temaları arasında dinleme, anlama ve başkalarının hikayelerini ve deneyimlerini içselleştirme yeteneği bulunur. Bu anahtarın gölgesi, dinleme ve empati eksikliği nedeniyle oluşan yalnızlık hissidir ve Gene Keys'de bu kapının gölge tarafı “Uyuşmazlık” olarak adlandırılır. Bu, kişinin başkalarını gerçekten dinlemekte zorlandığı ve bu nedenle başkalarıyla derin bir bağ kuramadığı durumu ifade eder. Gölgedeki kişiler, başkalarının perspektiflerini, duygularını ve deneyimlerini anlamakta zorlanır ve bu durum yüzeyde kalan ilişkiler ve karşılıklı anlayış eksikliği yaratır.
Kapının hediyesi, Gene Keys'te "ayırt etme" olarak adlandırılan gerçek bir empati kapasitesidir. Bu, bir bireyin başkalarını derinlemesine dinleme ve onların duygularını, düşüncelerini ve deneyimlerini içselleştirme yeteneği anlamına gelir. Hediye durumunda kişi, başkalarının bakış açılarını samimiyetle anladığı ve değer verdiği için güçlü ve anlamlı ilişkiler kurabilir.
Kapının Siddhi'si, “empati”dir ve bu kişinin sadece bireysel ilişkilerde değil, tüm varlıklarla derin bir empati ve bağlılık hissettiği bir bilinç durumudur. Siddhi durumunda kişi, tüm canlılar arasında içsel bir birlik ve bağ hisseder. Bu durum kişiyi tüm yargılardan, önyargılardan ve ayrılıklardan öteye taşır. Evrensel sevgi ve anlayış, bu en yüksek durumda ifade edilir ve kişi tüm insanlıkla ve varoluşun kendisiyle derin bir uyum içinde yaşar.
Şimdi yine bir örnek ile bu kapıya bakalım. Bir ekip lideri, 13. Kapı'nın dinleme ve empati konularındaki dönüşümünü yaşar. Başlangıçta, ekip üyelerinin fikirlerine karşı sabırsız ve eleştireldir. Bu da uyuşmazlık gölgesinin bir tezahürüdür. Zamanla ayırt etme hediyesini keşfeder ve daha etkin dinlemeye başlar. Bu da ekip içinde daha derin bir anlayış ve empati gelişimine yol açar. Bu dönüşüm, ekip içindeki iletişimi ve iş birliğini güçlendirir, daha yaratıcı ve yenilikçi çözümlere olanak tanır. Bu hikaye, dinlemenin ve empatinin müzakere ve ekip çalışmasındaki gücünü vurgular.
3. Hoşgörü Kapısı
Gene Keys'de 18. Kapı ise anlayış ile ilişkilendirilebilir. Bu kapı düzeltme, eleştirme ve sonuç olarak daha derin bir anlayış ve hoşgörüye sahip olma temalarını içerir. 18. Kapının Gölgesi “yargı” olarak adlandırılır ve eleştirel olma, kusur bulma eğilimini ortaya çıkartır. Hediyesi ise “ahlaki doğruluktur”. Eleştiriyi yapıcı bir dönüşüme ve daha derin bir anlayışa yönlendirme yeteneğini ifade eder. Siddhi'si ise “mükemmellik”tir. Tüm yargıların ve eleştirilerin ötesinde saf bir kabul ve derin bir iç huzura ulaşmayı temsil eder.
Örneğin bir şirketin insan kaynakları müdürünün 18. Kapı anlayışında olduğunu varsayalım. Eski yaklaşımında çalışanların performansını katı bir biçimde değerlendirirken yargılarını da oldukça sert verir. Ancak ahlaki doğruluk hediyesini keşfettiğinde, eleştirilerini kişisel gelişim fırsatlarına dönüştürmeyi başarır. Bu yaklaşım çalışanların motivasyonunu ve şirket içi inovasyonu artırır. Bu örnek, bireysel ve kurumsal dönüşümde yargıların yapıcı kullanımının gücünü gösterir.
Gene Keys sistemi, hayatımızdaki gölgeleri, hediyeleri ve yüksek potansiyelleri keşfetmemize olanak tanır. Bu sistem aracılığıyla, müzakere gibi süreçlerde bireysel yaşam hikayelerimizin nasıl etkili olduğunu görebiliriz. Örneğin, kurban psikolojisi içinde olan ve dinleme becerileri zayıf bir kişi, müzakere süreçlerinde yanlış anlamalar ve yargısal yaklaşımlar nedeniyle zorluklar yaşayabilir. Bu durum, müzakerenin manipülasyona dönüşmesine ve kişinin sadece kendi çıkarlarını gözetmesine yol açabilir.
Gene Keys, bireysel farklılıklarımızı ve gelişim potansiyelimizi anlamamıza yardımcı olan güçlü bir araçtır. Müzakereleri daha kapsamlı ve dönüştürücü bir bakış açısıyla ele almamızı sağlar. Bu yaklaşım, müzakereleri sadece bir taktik ya da strateji olarak değil, aynı zamanda bireysel ve kolektif gelişimimizin bir parçası olarak görme fırsatı sunar.